Nöroplastisite (neuroplasticity) ve Davranış Değişimi
Bir davranışı tekrar etmemek için karar verdiğimiz ama sonra yine aynı döngüye döndüğümüz anlar olmuştur.
"Sadece düşünerek değişemiyorum" dediğimiz, iradenin yetmediği, içgörünün tek başına yeterli olmadığı durumlar.
İşte bu noktada devreye giren kavramlardan biri, belki de en umut vericisi:
Nöroplastisite (neuroplasticity).
Nöroplastisite (neuroplasticity) Nedir?
Nöroplastisite (neuroplasticity), beynin yeni deneyimlerle yapısal ve işlevsel olarak değişebilme kapasitesini ifade eder.
Yani beynimiz, öğrenmeyle, tekrar eden davranışlarla, yeni ilişkilerle, hatta dikkatle verdiğimiz tepkilerle yeniden şekillenebilir.
Bu, yalnızca yeni bir dil öğrenmek ya da müzik aleti çalmak gibi beceriler için geçerli değildir.
Aynı zamanda, duygularımızla ilişkimizi, kendimizi algılayış biçimimizi, hatta başkalarıyla kurduğumuz bağı da kapsar.
Neden Bildiğimiz Halde Aynı Davranışı Sürdürürüz?
Alışkanlıklar sadece davranışsal değil, nöral düzeyde yerleşmiş yapılardır.
Beyin, tekrar eden davranışları zamanla otomatik hale getirir.
Bu nöral yollar, sıklıkla kullanılan bir patika gibi daha kolay ve hızlı çalışır. Bu nedenle kişi bazen şöyle diyebilir:
"Biliyorum ama elim gitmiyor."
Ya da
"İstemediğim bir şeyi yine yaparken buluyorum kendimi."
Bu durum irade eksikliğinden çok, beynin enerji tasarrufu eğilimiyle açıklanır.
Yeni bir davranışı başlatmaksa yeni sinaptik yollar gerektirir – işte burada nöroplastisite (neuroplasticity)'nin potansiyeli devreye girer.
Beyin Gerçekten Değişiyor mu?
Evet. Yapılan birçok nörogörüntüleme çalışması, deneyimlerin beyinde ölçülebilir yapısal değişikliklere yol açtığını gösteriyor.
Özellikle:
-
Amigdala: duygusal tepkiler, korku ve uyarılma
-
Hippokampus: hafıza ve öğrenme
-
Prefrontal korteks: karar verme, dürtü kontrolü, planlama
gibi alanlarda, uzun süreli psikoterapi, yoğun dikkat çalışmaları, ilişkisel deneyimler ve öğrenme süreçlerinin etkisiyle sinaptik yoğunluğun ve bölgesel aktivitenin değiştiği görülüyor (Kim et al., 2021; Davidson & McEwen, 2012).
Yani bir ilişki biçimini fark etmek, öfke patlamasına farklı yanıt vermek ya da geçmişe başka bir yerden bakmak sadece ruhsal değil, aynı zamanda nörolojik bir değişimdir.
Değişim Neden Zor Ama Mümkündür?
Yeni bir nöral yol oluşurken, eski yolların gücü hemen kaybolmaz.
Bu nedenle kişi, değişmeye çalışırken zaman zaman eski yolların çağrısına kapılabilir.
Bu, başarısızlık değil — beynin öğrenme sürecidir.
Her yeni tepki, her bilinçli seçim, eski yapıyı zayıflatır; yeni olanı güçlendirir.
Nöroplastisite (neuroplasticity) sayesinde, beyin sadece çocuklukta değil, yetişkinlikte de değişebilir. Yaş bu süreci yavaşlatabilir, ama hiçbir zaman durdurmaz.
Peki Ne Destekler Bu Süreci?
-
Duygularla temasa geçmek, çünkü bastırılan duygular yerine işlenen duygular beyin aktivitesini düzenler
-
İlişkiler, çünkü güvenli bağ kurulan deneyimler nörolojik iyileşmeyi destekler
-
Farkındalık ve dikkat, çünkü tekrar edilen bilinçli davranış, yeni yolun güçlenmesini sağlar
-
Tekrar ve sabır, çünkü sinaptik yollar tekrarlarla inşa edilir
Son Söz
Değişim, zihinsel bir karar kadar, bedensel ve nörolojik bir süreçtir.
Bu sürecin bilimsel adı nöroplastisite (neuroplasticity) — ama belki de daha sade bir ifadeyle:
İnsan davranışları yeniden şekillenebilir.
Kaynakça
-
Davidson, R. J., & McEwen, B. S. (2012). Social influences on neuroplasticity: Stress and interventions to promote well-being. Nature Neuroscience, 15(5), 689–695.
-
Kim, M. J., Gee, D. G., & Loucks, R. A. (2021). Structural plasticity of the adult human brain. Trends in Cognitive Sciences, 25(10), 853–868.
-
Wise, T., & Dolan, R. J. (2020). Reconsidering the role of prefrontal cortex in behavior change. Trends in Neurosciences, 43(12), 1033–1044.
-
Kolb, B., & Gibb, R. (2014). Searching for the principles of brain plasticity and behavior. Cortex, 58, 251–260.